Konunun detayı
Mesele: Katma Değer Vergisi'nin %18 olan kalemlerinin ilk etapta %10‘a indirilmesini, genel olarak da tüm kalemlerde kademeli olarak indirime gidilerek hepsinin 0’a doğru yakınsanmasını, ve sonunda KDV'nin tamamen kaldırılmasını, milletimizin üzerinden bir yükü kaldırmak adına talep ediyoruz.
Yetkili mercii: TBMM veya Cumhurbaşkanı
Gerekli değişiklik: Yasa değişikliği veya Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi
Yasa değişikliği ise, 3065 Sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu'nda değişiklikler
Katma Değer Vergisi alınması makul bir durum değil. Bu vergi, alelade bir vergi. İlgili kanunun kabul tarihine baktığımızda 1984 yılını görüyoruz. Biz, yapılan her satıştan vergi almak yerine, sadece yıllık olarak varlıktan vergi alınmasını talep ediyoruz. KDV, girişimcinin ve vatandaşın üzerine fazladan yüklenmiş bir yüktür. Girişimcinin yükü ağırdır. Bu yükün kaldırılmasını talep ediyoruz.
Esasen, 3065 Sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu 28. maddeye göre, "Katma değer vergisi oranı, vergiye tabi her bir işlem için % 10'dur. Cumhurbaşkanı bu oranı, dört katına kadar artırmaya, % 1 'e kadar indirmeye, ... yetkilidir.". Kanunun aslına göre KDV oranı zaten %10'dur. Neden bazı ürünler için %18'e çıkarılmıştır, ve neden tekrar indirilmemektedir?
Diğer bir konu, vatandaşın katma değer üretmesine neden vergi koyuyoruz? Katma değer üretmesin diye mi? Veya devlet her bir satış özelinde katma değer üretiyor da onun vergisini mi alıyor? Tam aksine, yüksek vergi oranları sebebiyle insanlar ticarette ayakta kalamayabiliyorlar. İnsanlar geçimlerini zor sağlarken üzerlerine fazladan yük koymak doğru bir şey değildir.
Diğer bir açıdan bakarsak, yaklaşık 1.000 yıl boyunca bu topraklarda KDV mi alınmıştır? 1.000 yıldır alınmadıysa, şimdi alınmasının sebebi nedir? KDV alınmadan idare edilen devlet, KDV alınarak daha mı payidar olur, daha mı kötü sonuç doğurur?
Mevcut sistemde,
Genel olarak %18
gıda ürünleri başta olmak üzere bazı ürünler için %8
diğer bazı ürünler için %1
KDV alınmaktadır.
Bize göre KDV, fazladan koyulmuş bir vergi, vatandaşın sırtına vurulmuş yüktür. Bizim önerimiz; KDV oranının, ilk etapta %18 olan kalemlerde %10'a çekilmesi, sonrasında zamanla kademeli olarak indirilerek %1'e çekilmesi, nihayetinde KDV'nin kaldırılmasıdır.
KDV oranının indirilmesi ve KDV'nin tamamen kaldırılmasıyla, girişimcinin üzerinden gereksiz bir yük kalkacak, ticaret canlanacak, dolaylı olarak toplanan diğer vergiler artacak, hayat pahalılığı azalacak, istihdam artacak, işsizlik azalacaktır.
Bu vergi halihazırda devlet bütçesi için önemli bir toplam miktara ulaşan bir gelir kalemi olduğundan, düzenlemenin yapılması için, kademeli geçiş uygulanabilir. Örneğin, öncelikle %15, %12, %10, %8, %5, %2, %1 gibi kademeli geçiş sağlanabilir. Bütçe durumu izlenerek bütçe açığına yer vermeyecek şekilde kademeli indirime gidilebilir.
KDV'nin kaldırılmasına rağmen bütçede yine açık oluşursa, bu durum bütçede gereksiz harcama yapıldığına işaret olabilir. Fazla vergi oranlarından önce, gereksiz harcamaların kesilmesi gerekir. Çünkü, KDV ile makul olmayan bir şekilde kaynak toplanması, kamuda kaynağın bol ve uygun olmayan bir şekilde harcanmasına imkan verebilir. Kamuda tasarruftan önce fazladan vergi koyarak kaynak oluşturmak doğru bir tutum değildir. Ve ülkede gelir gider konularında her şeyin yerli yerine koyulması en doğru yoldur.
Bu çarpıklığın düzeltilmesi için gerekli düzenleme iki yolla yapılabilir;
1- 3065 Sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu'nun değiştirilmesi, en nihayetinde kaldırılmasıdır. Yetki TBMM'dedir.
2- Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi ile KDV oranı değiştirilebilir. Yetki Cumhurbaşkanı'mızdadır.
Daha önce Cumhurbaşkanı'mızdan randevu talebimiz 3 kez kabul görmemişti. TBMM veya Cumhurbaşkanlığı nezdinde tekrar girişimde bulunmadan önce 10 imza sayısına ulaşmak istiyoruz. İmzanız ile bize bu konuda destek olabilirsiniz.
Son açıklama:
Bu yazıyı okuyup da, konunun çözümü için herhangi bir desteği olabilecek biri varsa, sitenin iletişim sayfası yoluyla bizimle iletişime geçmesini rica ediyoruz.
Konuyla yakından ilgilenmek için oluşturulacak olan çalışma takımında gönüllü olarak yer almak isteyenlerin iletişime geçmesini rica ediyoruz. Asgari haftada bir gün toplantıya katılım sağlanmasını gerektirir.
Bunun haricinde, bu yazıyı okuyan herkesi, bu ve bunun gibi meselelerin hepsini sırasıyla çözmek için; birlik olmaya, tek ses olmaya, yardımlaşıp hakkımızı almaya, bize katılmaya, birlikte kuvvetli olmaya, bizimle yol yürümeye davet ediyoruz. Eğer iletişim sayfası yoluyla bizimle iletişime geçerseniz, tanışıp buluşarak, oturup konuşarak çözüm için birlikte yol haritası belirleyebiliriz. Karşılıklı anlaşma ve uygun olması durumunda diğer konularda da kuvvet birliği ile yola birlikte devam edebiliriz. İletişim kurmanızı bekliyoruz.
Gayret bizden, tevfik Allah'tandır. Vesselam.